BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Alev ÇINAR
İYİ DİFERENSİYE TİROİD KANSER HASTALARIMIZDA RADYOAKTİF İYOT TEDAVİSİ SONRASI TAKİP DENEYİMİMİZ
 
Diferensiye tiroid kanserleri (DTK), tiroid kanserlerinin %95’ini oluşturan, en sık karşılaşılan endokrin malignitelerindendir.Birincil tedavisi cerrahidir. Bilateral total tiroidektomi ve hastanın preoperatif risk değerlendirmesinne göre santral ve/veya lateral lenf nodu diseksiyonu yapılmaktadır. Operasyon sonrası hastalar endokrin ve nükleer tıp kliniklerince değerlendirilmekte ve American Thyroid Association (ATA) klavuzlarına dayanarak hastalar postoperatif patoloji sonucuna göre düşük-orta ve yüksek riskli gruplara ayrılır. DTK hastalarında boyun lenf nodlarına metastaz yaklaşık %20-90 oranında gerçekleşebilmektedir. Radyoaktif iyot (RAI) tedavisi, DTK hastalarında operasyon sonrası ablasyon tedavisi, adjuvant tedavi veya uzak metastaz tedavisi amaçlı kullanılmaktadır. Ablasyon tedavisi rezidüel mikroskobik tümör yokedilerek rekürrens olasılığını azaltır ve normal tiroid dokusuda ablate olacağından takiplerde kan tiroglobulin (tg) değeri ile hasta takipleri yapılabilmektedir. RAI tedavisi mikrometastatik hastalık, rekürren lokal ve uzak metastazların tedavisi de yapılabilmektedir. Postoperatif RAI tedavisi almış olan DTK hastalarının takip değerlendirmeleri tiroid hormon preperatı ile tiroid stimulan hormonu baskılı tutmak, biyokimyasal parametrelerden tiroglobulin antikoru düzeyi ve düzenli boyun ultrasonu (USG) yapılarak gerçekleşmektedir. Boyunda santral ya da lateral kompartmanlardaki lenf nodlarında hastalık saptanırsa rejyonel nüks olarak değerlendirilir. Takiplerde USG ile malignite açısından şüpheli servikal lenf nodları tespitinde İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB) yapılmaktadır. Mevcut çalışmada kliniğimizde takipte bulunan 86 DTK tanılı hasta incelenmiştir. Bu hastaların patoloji verilerine göre tümünde lenfovaskuler invazyon mevcut olup, tümü klasik tip papiller kanserdi. Ortalama yaş 41, 51’i kadın, 38’i erkek olan bu hastaların hepsi bilateral total tiroidektomili (BTT) ve RAI tedavisi almıştır. 47 hastaya ek olarak bilateral santral diseksiyon uygulanmıştır. Bu 47 hastadan 24’ünde sağ seviye 3-4; 22’sinde sol seviye 3-4’de malignite açısından şüpheli lenf nodu USG ile tespit edilmiştir. Yapılan İİAB sonucuna göre sağda 9, solda 11 olmak üzere toplam 20 hastada patoloji sonucu nüks ile uyumlu olarak belirlenmiştir. 1 hastada supraklavikuler lenf nodu tespit edilmiş ve patoloji sonucu meme Ca metastazı olarak raporlanmıştır. Bir hastada bilateral santral alanda, 19 hastada ise primer malign nodül ile aynı tarafta santral lenf nodu patoloji sonuçları nüks şüphesini teyyid etmiştir. Hastaların 19’unda servikal zincirde seviye 2’de şüpheli lenf nodları tespit edilmiş, İİAB sonrası patoloji sonucunda malignite tespit edilmemiştir. Literatürler ile uyumlu olarak metastatik lenf nodlarının yaklaşık yarısı seviye 3 ve 4’te diğer yarısı santral alanda ve primer tümörle aynı tarafta tespit edilmiştir. Metastatik lenf nodu tespit edilen olguların postoperatif patoloji raporları retrospektif incelendiğinde; lenfovaskuler invazyonunun yanısıra multifokal tümör varlığı ve kapsül invazyonu bu hasta grubunun ortak özelliği olarak tespit edilmiştir. SONUÇ: DTK hastalarının postoperatif RAI tedavisi sonrası takiplerinde, USG ile olası nüks tespit edilebilmektedir. Hastaların postoperatif patoloji sonucunda bilinen risk etmenlerinin yanısıra multifokal tümör varlığı ve kapsül invazyonunun nüks gelişiminde önemli etkenlerden olabileceği değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Diferensiye Tiroid Kanseri, Boyun USG, Radyoaktif İyot Tedavisi



 


Keywords: