GİRİŞ: Otoimmün ensefalit, subakut başlangıçlı hafıza kaybı, mental durum değişikliği, epileptik nöbetler ve psikiyatrik bulgularla prezante olan bir nörolojik tablodur. Son yıllarda antikor testlerinin yaygınlaşması ve hastalığa neden olabilen yeni antikorların keşfedilmesiyle otoimmün ensefalit tablosunun tanı, takip ve tedavisinde yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğu anlaşılmıştır. Bu çalışmamızda kliniğimizden takipli, 2017-2020 yılları arasında otoimmün ensefalit tanısı almış olan 22 olgunun klinik, laboratuvar ve takip süreçleri değerlendirilmiş, antikor pozitifliğinin prognoz ve tedavi yanıtı üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir.
OLGULAR: Graus ve ark (2016) belirlediği kriterlere göre otoimmün ensefalit tanısı alan hastaların yakınmalarının ortalama başlangıç yaşı 58,3±11,7 yıldır (38-74 yıl aralığında). Yirmi iki hastanın 14’ü (%63) kadın, 8’i (%37) erkektir. Baskın başlangıç yakınması 14 (%63) olguda unutkanlık, 3 (%13) olguda davranış değişikliği, 2 (%9) olguda konuşma bozukluğu, 2 (%9) olguda uyku bozukluğu ve bir (%4,5) olguda dengesizlik olmuştur, antikor pozitif olgularda bu dağılımda anlamlı fark saptanmamıştır. Dahil edilen olguların 12’sinde antikor pozitifliği saptanmıştır (%54). Antikor spesifik olguların dördünde NMDA, ikisinde Anti GAD, ikisinde voltaj kapılı potasyum kanal, ikisinde CASPR2, birinde LGI, birinde ise hem AMPA-2 hem de GABA-B1 antikor pozitifliği saptanmıştır. Dördü antikor pozitif olmak üzere 8 (%37) olguda spesifik MRG bulguları saptanmıştır. Antikor negatif olgularda medial temporal hiperintensite, antikor pozitif olgularda ise amigdala ve hippokampuste tutulum dikkati çekmiştir. Elektroensefalografi incelemesinde saptanan organizasyon bozukluğu ve kuşkulu epileptiform aktivite bulguları açısından iki grup arasında (antikor pozitif olgularda 7 (%58), antikor negatif olgularda 6 (%60)) anlamlı fark saptanmamıştır. Mini mental test ile değerlendirilen tedavi öncesi kognitif tutulum antikor spesifik olgularda 5 (%41), diğer grupta ise 5 (%50) hastada orta-ağır saptanmıştır. Klinik tablolarda iki grup arasında belirgin fark olmamasına rağmen immün tedavi yanıtları antikor pozitif grupta 9 (%75), diğer grupta ise yalnızca 3 (%30) hastada iyi olarak gözlenmiştir. Bu hastalardan günlük yaşam aktivileri tam olarak düzelen ancak dikkatle ilgili minimal bozukluğun görüldüğü olgu sayısı antikor spesifik grupta 5 (%41), diğer grupta ise 2 (%20) olmuştur.
SONUÇ: Antikor ile ilişkili otoimmün ensefalit olgularının saptanması, bu grupta klinik özellikler ve tedavi yanıtının farklı olması nedeniyle önemlidir. Şüphelenilen hasta grubunda erken dönemde antikor testlerinin gönderilmesinin akılda tutulması klinik pratikte büyük önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Otoiümün ensefalit, Demans, Antikor, Prognoz
|