Erkekler ve kadınlar arasındaki psikoaktif madde kullanımı arasındaki fark giderek azalmaktadır. 1980’lerde Alkol kötüye kullanım için erkek-kadın oranı 5:1 olarak tahmin edilirken, 2021 yılındaki Dünya Uyuşturucu Raporuna göre, psikoaktif madde kullanan her üç kişiden birinin kadın olduğu belirtilmektedir. Ülkemizde de benzer şekilde alkol veya madde kullanımının erkekler arasında daha yaygın olduğu gösterilmektedir. Bu çalışmada bağımlılık tedavisi için yatarak tedavi görmüş olan kadınların ayrıntılı incelenmesi amaçlanmıştır. Ocak 2020-Ocak 2022 tarihleri arasında SBÜ Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, AMATEM Kliniğinde DSM-5’e göre, Alkol veya Madde Kullanım Bozukluğu tanısı ile yatarak tedavi gören 104 kadın hastanın verileri incelenmiştir. Kadınların %78,7’si çalışmıyordu, %44,7’si bekardı, %30,9’u boşanmıştı, %33,7’si ortaokul mezunuydu. %44,7’sinin çocuğu vardı. Tercih maddeleri arasında en büyük oranın alkol olduğu saptandı. %54,3’ünde çoklu madde kullanımı mevcuttu. %22,3’ünde damariçi madde kullanım öyküsü vardı. %35,1’i yatışı tamamlamamıştı, %41,5’i taburculuk sonrası kontrollere gelmemişti. %57,4’ünde eşlik eden ruhsal hastalık öyküsü, %45,7’sinde ek tıbbi hastalık (akciğer, kardiyovasküler, gastrointestinal, jinekolojik, meme kanseri, bulaşıcı hastalıklar vb) öyküsü mevcuttu. Alkol ya da madde kullanım bozukluğu olan her yaştan kadın için bağımlılık sürecinin hassasiyetle ele alınması gereken bir durum olduğu düşünülmektedir. Bu bulgular bağımlılıkla mücadele eden kadınlar için daha fazla düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu ve multidisipliner bir yaklaşımın önemli olduğunu göstermektedir. ORCID NO: 0000-0003-0600-7900
Anahtar Kelimeler: Ruh Sağlığı, Bağımlılık, Kadın, Multidisipliner Yaklaşım
|
