BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Ümit DERUNDERE
MEME KANSERİ TEŞHİSİNDE KONTRASTLI MAMOGRAFİ İLE MEME MRG’NİN TANIDA ROLÜ VE KARŞILAŞTIRILMASI
 
Giriş ve Amaç: Meme kanseri tanısında standart yöntem olarak mamografinin yoğun meme parankimine sahip hastalarda daha az duyarlı olduğu bilinmektedir. Duyarlılıktaki bu düşüşün tanı hatalarına neden olabileceği düşünülmektedir. Tanıda şüphe duyulan ve ileri inceleme gerektiren hastalarda Manyetik rezonans grafi ilk akla gelen yöntem olarak dikkat çekmektedir. Kontrastlı mamografi (CESM) ise meme kanserinde tanıya katkı sağlamak amacıyla son yıllarda kullanıma giren, tercih edilen bir şeçenek olarak dikkat çekmektedir. Özellikle MRG’ye göre daha az maliyetli olması ve kolay ulaşılabilir olmasının yanısıra değerlendirilmesi de daha yalın olan bir yoldur. Bu çalışmanın amacı mamografide meme kanseri açısından şüpheli kategoride olan özellikler BI-RADS 4 -5 olarak raporlanan hasta gruplarında daha önceden MRG planlanması düşünülen hastalarda MRG yerine kontrastlı mamografinin bir şeçenek olarak düşünülebilmesi ve dinamik konrastlı meme MRG ile tanı koymadaki etkinliğinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Eylül 2018 – Mayıs 2020 tarihleri içinde mamografide BI-RADS 4 - 5 lezyon bulguları olan 76 olguya CESM ve meme MRG yapıldı, patoloji sonucu elde edilen 58 olgu çalışmaya dahil edildi. Çalışma verileri retrospektif olarak hastane veritabanından ve dosya kayıtlarından elde edildi. Kalp pili olanlar, insülin pompası kullananlar, vücudunda pille çalışan implantlar, magnetik metalik protez, şant ve klipsleri bulunan hastalara CESM uygulanırken, diğer hastalara ise MRG uygulanmıştır. Lezyonlar kitle, mikrokalsifikasyon ve asimetrik yoğunluk olarak 3 kategoriye ayrıldı. BI-RADS lezyon sınıflaması dikkate alınarak tanımlanan lezyonların benign-malign ayrımı açısından 1-6 arasında sayısal skorlama yapıldı ve 4 ve üzeri skorlar malign kabul edildi. İstatistiksel analizler için IBM SPSS Statistics 22 (IBM SPSS,Türkiye) programı kullanıldı. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında ROC analizi yapıldı. Duyarlılık, özgüllük hesaplamalarında tanı tarama testlerinden faydalanıldı. İstatistiksel olarak anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi. Bulgular: Histopatolojik sonuçlar retrospektif olarak değerlendirildiğinde hastaların % 62’lik bölümünde benign (n=36), % 38’lik bölümünde ise malign (n=22) natürde sonuçlar elde edildi. AUC değerlendirmelerinde tüm lezyonlar baz alınınca CESM ve meme MRG için değerler 0,89(CESM) ve 0,92(MRG) olarak bulundu(p<0.05) Lezyon tiplerine göre olguların %52’si kitle orjinli, %20’si asimetrik dansite artışı ve %28’ lik kısmı ise mikrokalsifikasyon orjinli raporlandı. Lezyon tiplerine göre yapılan değerlendirme sonuçlarında da iki modalite arasında AUC açısından istatistiksel anlamlı farklılık izlenmedi. Skorlama sonuçlarına BI-RADS >4 olan hasta grubu malign olarak tanımlanması halinde CESM için duyarlılık %92 ve MRG için duyarlılık %93, özgüllük %42 ve %46 olarak hesaplandı. Pozitif kestirme değerleri CESM için %57 ve MRG için %58, negatif kestirim değerleri ise CESM için %92 ve MRG için %93 olarak saptandı. Tartışma ve Sonuç: Bu çalışmada mamografide tespit edilen BI-RADS 4 ve 5 lezyonlarda CESM ile meme MRG kullanımı arasında tanıya katkı açısından anlamlı farklılık olmadığı saptanmıştır Lezyonlar kitle, asimetrik yoğunluk ve mikrokalsifikasyon şeklinde ayrıldığında da AUC değerleri açısından her iki modalite arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Duyarlılık, özgüllük, pozitif ve negatif kestirim değerleri arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır. Bu çalışma bize meme kanseri açısından şüpheli lezyonların değerlendirilmesinde daha kolay ulaşılabilir, düşük maliyetli ve kolay yorumlanabilir bir yöntem olan CESM’nin meme MRG kullanıma göre alternatif bir yöntem olabileceğini göstermiştir. ORCID NO: 0000-0002-0865-1073

Anahtar Kelimeler: Mammografi, Manyetik Rezonans Görüntüleme, Meme Kanseri



 


Keywords: