Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verileri PKOS hastalığının dünya genelinde 116 milyondan fazla kadını etkilediğini göstermektedir. Anovulatuar infertilitenin ana nedeni olan PKOS, genellikle erken ergenlik döneminde ortaya çıkan endokrin ve metabolik bozukluktur. PKOS prevelansı tanı kriterlerine göre değişmekte olup %6-15 olarak değişmektedir. Bu sendromun etiyolojisi tam olarak açıklanamamakla birlikte genetik, gonadotropin sekresyonunda bozukluk, hiperandrojenizm, insülin direnci-hiperinsülinemi ve over disfonksiyonu gibi nedenler sıralanabilmektedir. PKOS, proinflamatuar bir durum olarak kabul edilmekte ve inflamasyonun PKOS'un potansiyel risk faktörlerinden biri olabileceği düşünülmektedir. İnflamatuar sitokinler ve kemokinler PKOS'da immün mekanizmayı tetiklemede ayırt edici özelliktedir. PKOS, beyaz kan hücresi sayısında, C-reaktif proteinde, interlökin 6, interlökin 18 ve tümör nekroz faktörü-α konsantrasyonlarında artış ile birlikte kronik düşük dereceli inflamasyon ile ilişkilendirilmektedir. PKOS'ta insülin direnciyle ilişkili glikoz alımının, nükleer faktör-κB (NF-κB) aktivasyonunu ve oksidatif stresi artırarak inflamatuar yanıtı indükleyebileceği dikkate alınan önemli bir noktadır. PKOS'lu kadınlarda adipoz dokudaki adipositler tarafından salgılanan ve hormon benzeri bir işleve sahip olan adipokin salınımında bozulma olduğu bildirilmiştir. Adipoz dokudan salgılanan visfatin, omentin, follistatin adipokinlerinin inflamasyondaki etkinliği konuşulmaktadır. Tam tahıl, omega-3 ve folik asit tüketimi inflamasyonu azaltırken trans yağlar, doymuş yağ asitleri ve yüksek glisemik indeksli diyetler inflamasyonu artırmaktadır. Sağlığı geliştirici yönde yapılacak beslenme değişikliklerinin hastalıktaki kronik düşük dereceli inflamatuar süreçleri ortadan kaldırmaya yardımcı olarak PKOS'lu hastalarda üreme sonuçlarını iyileştirebileceği belirtmiştir.
Anahtar Kelimeler: Adipokin, İnflamasyon, PKOS
|
